www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

KUDÜS´TEN VAZGEÇEMEYİZ

KUDÜS´TEN VAZGEÇEMEYİZ

Saadet Partisi İnegöl İlçe Başkanlığı´nın 7.olağan Genel Kuruluna katılan SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ?Kudüs ilk kıblemizdir, 3 önemli İslam şehrinden biridir. Biz Kudüs´ten vazgeçemeyiz. Kim ne yaparsa yapsın eninde sonunda Kudüs Müslümanlara t

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi´nin İnegöl İlçe kongresine katıldı. Burada gündemi değerlendiren Karamollaoğlu, iktidarın ABD ve İsrail ile olan ilişkilerini değerlendirdi.  

KUDÜS İLK KIBLEMİZDİR

Konuşmasında gündemi değerlendiren Karamollaoğlu,  ?ABD Başkanının Kudüs´ün İsrail başkenti olduğu yönündeki açıklamasını bütün dünya biraz endişe biraz tereddütle karşıladı. İslam âleminde demokrasiyi benimseyen ülkelerde de ciddi manada bir tehdit oldu. Böyle bir adımın dünyaya katkı sağlamayacağı açıktır. Biz de bundan dolayı büyük bir endişe duyduk, tepki duyduk ve bunları gündeme getirmek üzere Pazar günü İstanbul´da bir miting tertip etmeye karar verdik. Ülkemizin kalbi orada atacak ancak sadece Kudüs ile ilgili alınan bir kararı çözersek problemlerimizin çözüleceği havasına kapılmamalıyız. Bu hadiseler adım adım geliyor. Biz de ne yazık ki bu hadiselerin bu noktaya gelmemesi için üzerimize düşen görevi yerine getirmekte aciz kalıyoruz. Bu gibi hadiseleri değerlendirebilmek için 120 sene geriye gitmemiz yeterli olur. Neden 120 sene? Çünkü 1897 yılında İsviçre´de 22 Siyonist toplandı. O kongrede Filistin´de bir Yahudi devleti kurulma kararı alındı. Destekler istendi. Destek bulunamayınca Osmanlı´nın yıkılmasına, Filistin´e Yahudilerin yerleşmesi için 100 sene içinde İslam´ın ortadan kaldırılmasına karar verildi. 1917´de Osmanlı Devleti harpteyken bir deklarasyon yayınlandı. Biz bunları dile getirdiğimizde insanlar bize aklınızı Siyonizm ile bozmuşsunuz, komplo teorileriyle vaktinizi geçiriyorsunuz diyorlardı. Bunları tekrar etmek mecburiyetindeyiz ki boş laf etmeyelim. Etmiyoruz, etmeyeceğiz de? Ama söylediğimiz her husus gerçeğin ta kendisi 1897 de gerçek 1917 de gerçek? Gerçekleri çok sonra görüyorlar. Böyle bir hadisede nasıl gaflet içerisinde kaldıklarını çok geç fark ediyorlar. Neticede İsrail devleti kuruldu ve 1 ay için de bu deklarasyonun 100. yılı kutlandı. ABD Başkanının Kudüs´ü İsrail devleti tarafından bundan yaklaşık 37 yıl önce baş şehir ilan edilmesinin ardından bunu teyit eden açıklaması dünyaya bomba gibi düştü. Biz Kudüs´ü Milli Görüş olarak her zaman gündemimizin baş meselesi yaptık. Kudüs ilk kıblemizdir, 3 önemli İslam şehrinden biridir. Biz Kudüs´ten vazgeçemeyiz. Kim ne yaparsa yapsın eninde sonunda Kudüs Müslümanlara teslim edilecektir. Buna inanıyorum. Ancak endişe duymadan edemiyoruz.?

HEDEFLERİ BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ

?1969´da Milli Görüş siyasi hayata atıldıktan sonar biz Kudüs´ü dünya gündemine getirebilmek için Erbakan hocamız başkanlığında her sene Konya´da bir mitingle gündeme getirdik. İsrail 1967 yılında çıkardığı bir harple Kudüs´ü işgal etti. 1980 yılında Temmuz ayında İsrail hükümeti Kudüs´ü başkent olarak ilan etti. O zaman iktidarda Demirel hükümeti vardı, azınlık hükümeti. Onlar da tehdit ettiler. Erbakan dedi ki; böyle olmaz, ciddi bir adım atılmalı. Mutlaka İsrail ile olan ilişkileri kesmek zorundasınız. Biz laf etmedik, biz icraat ettik. Ciddi bir adım atılmadığı için desteği çektik, indirdik. Aradan zaman geçti hükümet değişti, ihtilal oldu, Milli Selamet Partisi kapandı Refah kuruldu. Yeniden iktidara geldik ve hükümet olduk. Hükümet olduktan sonra ilk icraatlarımızdan biri milli gelirin adil dağıtılması konusunda oldu. D-8´ler kuruldu. Ardından hükümet düştü, istifalar oldu ve ardından başka bir hükümet kuruldu. 28 Şubat tarihi bir noktadır. Erbakan hocanın 1996´da başbakan olmasıyla birlikte İsrail kendi projelerini 20 yıl erteleme mecburiyetinde kaldı. Bu adam buraya geldiyse düşündüğümüz icraatları yapamayız dediler. Erbakan hocanın hükümetten ayrılmasına sebep oldular. Arkasından davalar açıldı. Hem Refah Partisi kapatıldı hem de Erbakan hocamız siyasetten men edildi. Biz bunun basit bir konu olduğunu zannettik ama arkasında daha büyük bir konu vardı. ABD´nin ve İsrail´in hayata geçirmek istedikleri Büyük İsrail Devleti? Siyaseten bölündüğümüzde bizden ayrılan arkadaşlarımız neden bizden ayrıldıklarının gerekçesini duyurdular. Hocamız hep İslam birliğinden bahsederdi, artık birleşmek mümkün değil, biz AB´ye gireceğiz. İkinci olarak, dünyada artık Amerika´nın sözü geçiyor, onu en çok etkileyen ülke İsrail, onları stratejik müttefik almalıyız dediler. 2004 yılında biz AB´nin üyesi haline gelebilmek için görüşmelere başladık. ABD ve İsrail ile müttefik olduk. ABD´nin Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlığını üstlendik. BOP denilen projenin Büyük İsrail Projesi olduğu anlaşıldı. Bugün geldiğimiz nokta bugün meydana gelmedi, 120 yıllık bir mazisi var. Bunu bilmezsek, bugün hangi adımların Büyük İsrail´in kurulmasına yol açacağını anlayamayız. Türkiye Ortadoğu´nun en zengin su kaynaklarına sahip ülkesidir. Bu kaynaklardan İsrail ve komşularının eşit miktarda yararlanabilmeleri için Fırat ve Dicle´nin üzerlerindeki tesislerle birlikte ileride uluslar arası bir kuruma devredileceği konusunda imza attılar. Bunu neden attınız? Sorma hakkımız var. ABD Başkanı Trump´un bir açıklaması karşısında mangalda kül bırakmıyorsunuz, bu ondan 50 kat daha tehlikelidir. Rıza göstermişsiniz. Bu basit bir iş mi? Avrupa´ya Amerika´ya tepkiler gösteriyorsun. Bu tepkilerin gösterilmesi bile kafamızdaki soru işaretini gidermiyor. Siz bunu din için mi yapıyorsunuz, yoksa zihinlerinizin arkasında başka bir şey mi var. Hala kapısından ayrılamıyorsun. Hala Türkiye´nin ekonomik yönden duvara tosladığı bir noktada kapitalist sistemden vazgeçmiyoruz. Biz bunların karşısında mutlaka bir cevap bekliyoruz, ama biliyoruz ki bu cevap gelmeyecek. Biz kin ve nefret beslemiyoruz, yaptıklarının yanlış olduğunu, bu yanlışlardan dönmezlerse ülkeyi içine sürükledikleri problemlerden kurtulamayacaklarını ifade ediyoruz. Bu ülke bizim, bu ülkede yaşama hakkı hepimize sahip. Yarın Allah muhafaza bu ülke saldırıya uğradığında sırtımızı kime dayayacağız? Bize destek olacak dostlarımız yok. İsrail ile siyasi münasebetlerinizi kesin. Siz tehlikeler karşısında dik duramazsanız hiçbir zaman başarılı olamazsınız, hiçbir zaman dostlarınız olmaz, onlardan destek alamazsınız. Cenab-ı Hakk´ın rızasından uzaklaştığınız için mahkûm olursunuz.?

AVRUPA İNSAN HAKLARINI BİZDEN ÖĞRENDİ

?Dış politikada şaşkınlık var, Avrupa´nın yanında mıyız, üyesi olmak istiyor muyuz yoksa istemiyor muyuz? Avrupa kriterleri aslında Avrupa´nın değil bizim kriterlerimizdir. Biz insan haklarına saygılıyız, biz adalete inanırız. Onlar yeni öğrendiler. Biz buna mağdur olsak bile sahip çıkarız. Aramızdaki fark budur. Biz mağdur olduğumuz zaman hakkı üstte tutmakta ısrarcı kalırız. Mağlup olduğumuz zaman komşumuz açken biz tok yatmayı istemeyiz. Bu bizim inancımızın bir parçasıdır. Avrupa´nın çifte standardıdır. Kendi menfaatleri doğrultusunda bunu çiğnemekte tereddüt göstermezler. Avrupa, Amerika dünyada zulüm estiriyor. Hedeflerinde sadece ve sadece İslam ülkeleri var. Çünkü biliyorlar ki İslam ülkeleri kendi inançlarına, medeniyetlerinin temellerine dönerlerse kendilerine kök söktürürler. Bunu biliyorlar. Şimdi inancımızı tahrip edebilmek için İslam´ı değiştirmeye kalkıyorlar. Ilımlı İslam nedir? İslam İslam´dır. İslam değişmez? Avrupalılar bizim söylediklerimizin hepsini tek tek takip ediyorlar. Sadece Türkiye´nin değil, bölge ve İslam âleminin değil, bütün Avrupa bizim prensiplerimize ihtiyaç duyuyor. İdeallerimiz Filistin´deki zulmü önlemeye yetmiyor. İslam coğrafyasındaki baskıdan kurtulmak istiyorsak, 2 yola başvurmak zorundayız. Birincisi, güçlenerek kalkınma için bir metot geliştirmeliyiz. Bu arkadaşlarımız yedikçe şişmanlıyorlar, obeziteye tutuldular, oturdukları yerden kalkamıyorlar, adaleleri yok, herhangi bir hadise meydana geldiğinde müdahale edemiyorlar. Güç dediğin ekonomide üretime dayalı kalkınmadır. İhtiyacınız olan her şeyi kendiniz üretmezseniz dışarıya mahkûm olursunuz. Tarımda hayvancılığa, sanayide teknolojik ilerlemeye kadar, ilaca kadar gübreye kadar neye ihtiyacımız varsa üretmek zorundayız. Bu arkadaşlar bu fabrikaları ihya edeceklerine hepsini yıktılar. Devletin öncülük ettiği, 1930 yılından beri kurduğu fabrikaların yüzde 90´ını yıktılar. En çok da Erbakan hocamızın hükümet ortağı olduğu dönemlerde hayata geçirilenleri? Güçlü olacağız ki batının karşısında dik duralım. 15 yılını nerede harcadın? Ne yaptın? Nerede taş üzerine taş koydun. Biz 20 katlık 50 katlık binalar yaptık diyorlar, doğru sadece inşaat yaptınız. Çünkü rant özellikle inşaatta var. İkincisi ise; İslam birliğini kurmak zorundayız. Artık sadece İslam birliğiyle de olmaz, geri kalmış, ezilmiş tüm ülkeleri bu çatının altında toplamalıyız. Biz bunu fiiliyata geçirecek imkâna ve akla sahibiz. Cenab-ı Hakk´ın en büyük nimeti akıldır. Aklımızı kullanmazsak büyük badirelerle karşılaşırız. Ne olup bittiğini iyi değerlendirmek zorundayız. Kimseye kin ve nefret beslemiyoruz. Ülkemizin ve bu ülkede yaşayan insanların saadete ermelerini arzu ediyoruz. Dışarıya muhtaç olmadan kendi ihtiyacımızı kendimiz giderecek boyuta gelmek istiyoruz. Bugün ciddi manada ülkeyi yönetenlerde metal yorgunluk var ama bu ilçe teşkilatlarında, il teşkilatlarında değil. Bu sizin esas genel merkezinizde, oradaki politikalarda? Hatayı orada yapıyorsunuz. Bunun farkında değilsiniz? ifadelerini kullandı.



  • BIST 100

    9812,88%0,93
  • DOLAR

    32,48% -0,15
  • EURO

    34,92% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2430,94% 0,33
  • Ç. ALTIN

    3994,07% -0,01