www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


KAZANMAK VEYA KAYBETMEK


       Kazanmak veya kaybetmek, ticarette, siyasette, sporda ve hayatın her alanında yaşanan mücadelenin sonuçlarıdır. Bu dünya hayatı bunun üzerine kurulmuştur. Çünkü bu dünya bir imtihan yeridir.

Bu imtihan yerinden ya kazanarak çıkacağız, ya da kaybederek. İnşallah kazananlardan oluruz.

 

      Bu dünya imtihanını kazanmak ancak Allah C.C. ve Peygamberinin gösterdiği kurallara uygun hareket edilmesi ile mümkündür. Bu kuralların dışına çıkılarak imtihanı kazanmak mümkün değildir.

 

      Aynı şekilde; bu dünya imtihanı esnasında yaşadığımız hayatın içinde bizlere meşru kılınan vasıtalar; ticaret, siyaset, spor vs. alanlarda yapacağımız işlerimiz de meşru olmalıdır.

 

İslâm´da bir kural vardır.?Gayrimeşru vasıtalarla, meşru hedeflere gidilmez? kuralı gereği, dünya imtihanını kazanmak için başvurduğumuz sebepler de meşru olmalıdır.

 

      Ticarette, siyasette, sporda vs. alanlarda kazanmak helâldir. Kazanmayı Allah C.C. meşru kılmıştır.Ancak;

Meşru yollardan gidersek helâldir. Gayrimeşru yollardan gittiğimizde, helâl olan harama dönüşür.

 

      Mesela; Meşru malların ticaretini yapmak helâldir. Peygamberimiz ?Rızkın onda dokuzu ticaret ve cesarettedir.? Buyurmuş ve ticarete teşvik etmiştir. Ancak yalan söyleyerek, başkalarını dolandırarak elde edilen kazanç helâl olmaz. Bu şekilde kazanmak aslında kaybetmektir. Çünkü bu dünyada her ne kadar eline bir menfaat geçerse de, nihayetinde kişinin ahretini kaybettirir. Yani asıl imtihanı kaybettirir.

 

      Bu misalde olduğu gibi siyaset yapmak da, bir nevi hizmet yarışıdır. Siyaset; insanların bu dünya ve ahiret saadetini temin edecek bir yoldur, bir ilim dalıdır. Bu nedenle insanların bir arada adalet ve huzur içinde yaşayabilmeleri için, kendilerine yönetici seçmeleri en doğal haklarıdır. İnsanların ve toplumların adalet ve huzur içinde yaşayabilmeleri için, Allah C.C. kurallar koymuştur. Bu kuralları beğenmeyenler, kendileri de kurallar ortaya koymuşlardır. Ancak insanlık tarihi boyunca, Allah C.C. koyduğu kuralları beğenmeyenlerin koyduğu kurallar, her zaman insanlığı felakete sürüklemiş, kan, gözyaşı ve zulümle anılan dönemler yaşanmıştır. Bu dönemleri yaşatanlar tarihe ZALİM YÖNETİMLER olarak yazılmıştır.

 

      Siyaset yapmak isteyenler, yani insanlara bu dünya ve ahiret saadetini temin etmek için çalışma yolunu seçenler, insanlık tarihi boyunca yaşanan bu örneklere bakarak, Allah. C.C. koyduğu kurallar ile yönetime talip olmalıdır. Bunun aksi gayrimeşrudur.

 

      Yine siyasette;  yalan, iftira, gıybet, aldatma, yanlış algı oluşturma, görevi ehline vermemek, yandaşını kayırmak,israf, gösteriş, riya  gibi gayrimeşru yollara tevessül edenler, kazansalar dahi kaybetmişlerdir.

Çünkü asıl imtihan; bu dünya hayatında bize meşru kılınan vasıtalarla ahireti kazanmaktır.

 

      Allah C.C. bizlere Mülk Suresinde ?O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı imtihan etmek  için ölümü ve hayatı yarattı.? Buyurmaktadır.

 

     Allah C.C. koyduğu ilkeler evrenseldir. Tüm çağlara, zamanlara ve yerlere hitap eder. Asla eskimez.                İnsanlık tarihi boyunca Bütün insanlar nazarında da; yalan, iftira, gıybet, aldatma, zulüm kötü görülmüştür.              Bu yollarla elde edilecek kazanç meşru kabul edilmemiştir. Bu yolla kazandıklarını zannedenler kaybetmişlerdir.

Allah C.C. koyduğu ölçüleri aşmayanlar ise ticarette, siyasette, sporda ve diğer tüm alanlarda kaybetseler de kazanmışlardır. Çünkü gelip geçici dünya oyuncakları, makam mevkileri için, ahiretlerini kaybetmemişlerdir.

    Zalim olmaktansa, mazlum olmayı tercih edenlerin kazandığı bir imtihan yaşadığımızı unutmayalım. Yine Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç´in ? Hayat, inanan ve Salih amel işleyenlerin dışında kimsenin kazanamadığı bir oyundur? Sözünü hatırlatarak bitirmek istiyorum.

 

    Selâm Hakk´a tabi olan, Adaleti ayakta tutmak için mücadele edenlerin üzerine olsun.