DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ÖZERKLEŞMELİ

Alevi Kültür Derneği (AKD) Genel Başkanı Doğan Demir, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özerkleşmesi gerektiğini söyledi.

GÜNCEL 16.01.2014 09:57:00 0
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ÖZERKLEŞMELİ

 

Alevi Kültür Derneği (AKD) Genel Merkez Başkanı Doğan Demir, İnegöl Alevi Kültür Derneği’ni ziyaret etti.

 

Ziyaret esnasında açıklamalarda bulunan AKD Genel Merkez Başkanı Doğan Demir, merkez olarak Türkiye’yi dolaştıklarını belirterek, “Kurumları yerinde ziyaret ederek sorunları tespit ediyoruz. Yapabileceğimiz ne varsa onları paylaşıyoruz. Alevi Kültür Dernekleri, Türkiye’de 120 şubesi, 60 bine yakın üyesi ile Türkiye’nin en büyük alevi örgütüdür. Hemen hemen her ilinde, ilçesinde temsilcimiz var. 22 yıllık bir kuruluşuz. Anadolu’dan göç ederek Türkiye’nin değer yargılarını, yaşam koşullarını, inançlarının birlikte yaşayabileceği alanlar anlatmak adına Türkiye’nin birçok yerinde örgütleniyoruz. Her geçen gün Türkiye’de örgütlenerek topluma hizmet etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken Cem Evlerimizin yasal statüde olmayışı bizi gerçekten üzüyor. 21. yüzyılda 20 milyona yakın alevinin kendi ibadet yerlerini yasa boşluğundan dolayı inanç merkezi olarak görmüyorlar. Ama biz aleviler her şeye rağmen bütün sistem, hükümetlerin tavrı, devletin yapısı, Alevilerin üzerindeki asimilasyonu yok saymalarına rağmen inanç merkezlerimizde, birileri görmese bile biz oralarda ibadet etmeye devam ediyoruz. İnegöl’de de böyle bir sıkıntımız var. Yerel yöneticiler, belediye başkanlarımız bu kentte yaşayan insanlarımıza Cem Evi tesis etmeli. Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız, bu ülkenin asli unsurlarından biriyiz. Dolayısıyla bu ülkede yaşam ve inanç hakkımızın devlet tarafından karşılanması gerekiyor. O anlam da Türkiye’de yerel yönetimlerin kısmen de olsa alevi kurumlarına katkı sunmalarına rağmen, genel yönetimler açısından baktığımızda özellikle AK Parti hükümetinin son 10 yılda çok güçlü bir iktidar olmasına rağmen, ne hikmetse Alevilerle ilgili çok yol alınamadı” dedi.

 

BARIŞ SÜRECİNDE ALEVİLER OLMALIYDI

İnanç özgürlüğünün olmadığı yerde barışın olmayacağını belirten Doğan Demir, “Hele ki Alevilerin diğer adının barış olduğu bir ülkede, barış sürecinin içerisinde Alevilerin olmayışı bizi gerçekten sıkıntıya sokuyor. Biz barış sürecine katkı sağlamıştık. Biz bu işin altına elimizi değil gövdemizi, başımızı koymaya hazır olduğumuzu söyledik. 76 milyonun kardeş olduğunu biz biliyoruz. Büyük bir aile olduğumuzu biliyoruz” diye konuştu.

 

ET VE TIRNAK GİBİYİZ

Cem Evi projesinin gündemde olan bir madde olduğunun altını çizen Demir, “Çalıştaylar sonucunda Alevilere cami cem evi projesi çıkmıştı. Biz aslında camilere karşı bir toplum değiliz. Camilerin kutsal olduğunu, inanç merkezleri olduğunu biliyoruz. Cem evleri bizim için nasıl kutsalsa, camilerinde o kadar kutsal olduğunu biliyoruz. Alevileri asimile etmek, yok etmek sistemin içine çekebilmek adına cami ve cem evi projesi ön plana çıktı. Cami ve cem evlerinin farklı yerlerde yapılması çok doğru olur. Devlet olarak cem evini kabul etmeyeceksiniz, yasal statüdeki boşluğu kaldırmayacaksınız, Alevileri inkâr edeceksiniz, ama cami ve cem evi projesini bir arada yapacaksınız. Bizim kaygımız; bu ülkede Cuma namazından çıkıp Alevileri katleden insanları gördük. Yarın ortak projede çıkabilecek herhangi bir olayın ne biz ne de bir başkası önüne geçebilir. Dolayısıyla cami ve cem evi projelerinin bir arada olmasından dolayı sıkıntı yaşarız. Ayrı ayrı olması gerekiyor. Bu ülkede Alevi ve Sünniler kardeştir. Dosttur, ailedir. Alevilerin sistemle, devletle, işleyişle, bu ülkeyi yönetenlerle ilgili sorunu vardır. Hiçbir Alevinin hiçbir Sünni ile asla ve asla düşmanlığı olmaz. Et ve tırnak gibiyiz. Bizim cami ve cem evi projesiyle kardeş olacağımızı söyleyenler kendilerini yanıltıyor. Bu ülkenin altına dinamit koymaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen kimse bizim kardeşliğimizi bozamaz. Çünkü bu ülkeyi birlikte kurduk. Ayrıştırmak doğru değil. Toplumların talebinin inançsal anlamda karşılandığı bir devlet, diyanet işleri başkanlığının bu ülkede alevi çocuklarına uyguladığı özellikle AK Partinin çıkardığı 4+4+4 sistemini biliyorsunuz. Bu ülkede diyanet işleri başkanlığının kaldırılmasını isterken, bize dayatılan 4+4+4 sistemi Alevi çocuklarımızı bu sistemin içinde eritmek, farklılaştırmak, ayrıştırmak istiyorlar. O anlamda diyanet işleri başkanlığının özerkleşmesi gerekiyor. Bu ülke öyle bir noktaya geldi ki, diyanet işleri başkanlığı tarafından yönetilmeye başlandı. Bizim en büyük ıstırap duyduğumuz konu da bu. Aleviler inançsal anlamda devletin bütün baskısına rağmen özgürce yaşayabiliyorlar. Ama Sünni inancına mensup olan vatandaşların inancının özgür olduğuna biz inanmıyoruz. Sünni İslam inancının özgürleşmesi için diyanet işleri başkanlığının kaldırılması ya da özerkleşmesi, devletin bu işten elini çekmesi gerekiyor. Ancak o zaman bu ülkede tüm inançlar birlikte barış içerisinde yaşayabilir” ifadelerini kullandı.

 

ÜLKEYİ HAK YEMEYENLERİN YÖNETMESİNİ İSTİYORUZ

Son dönemlerde yolsuzluğun alıp başını gittiğini belirten Demir, “Biz bu ülkede yaşanan bütün sıkıntıların topluma mal olduğunu biliyoruz. Bunun acısını bizimde çektiğimizi biliyoruz. O anlam da barışı, huzuru, sevgiyi, kardeşliği isterken bu ülkenin milli servetinin çarçur edilmemesi, bu ülkeyi yönetenlerin Alevice düşündüğümüz de; eline beline diline sahip olan insanlardan oluşması lazım. Bu ülkeyi yönetenlerin hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, yetim hakkı yemeyiz, yedirtmeyiz diyen insanların gerçekten bu ülkeyi yönetmesini istiyoruz. Bu işle ilgili de bir an önce Türkiye’nin aydınlanmasını istiyoruz” dedi.

 

ÖZEL YAŞAMIN OLMADIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELDİK

Yolsuzluktan sonra ülkede cemaat ve hükümet arasında fişlemenin çıktığına değinen Doğan Demir, “Biz, Aleviler olarak bu ülke de fişlendiğimizi zaten biliyorduk. Bu devlet yapıyordu, halen yapmaya devam ediyorlar. Ama geldiğimiz noktada hükümet kendi içinde birbirini fişler hale gelmiş. Böylesine bir ülkede yaşıyoruz. Telefonlarımızın 24 saat dinlendiği, bir sabah ansızın gözaltına alınabileceğimiz, özel yaşamın olmadığı, yatak odalarının dinlendiği bir ülke haline geldik. Bir an önce hükümetin bu işe el atması lazım. Hükümetin içerisindeki insanların önce kendi içindeki pislikleri temizlemesi lazım... Bu ülkeye temiz ellerin gelmesi lazım. O zaman bu ülkede biz yol alırız. Çocuklarımıza istihdam, iyi bir gelecek sağlayacağımıza bakanların çocuklarına, bu hükümeti yönetenlerin, işadamlarının hırsızlıklarına yolsuzluklarına bu ülkenin göz yummaması lazım” şeklinde konuştu.

 

SİYASETE MÜDAHALE ETMEMEYE ÇALIŞIYORUZ

Yerel seçimlerde hangi partiyi destekleyeceklerinin sorulması üzerine konuşan Demir, “Alevi Kültür Dernekleri olarak siyasete mümkün olduğu kadar müdahale etmemeye çalışıyoruz. Çünkü biz siyasetin kendi mecrasında, biz de kurumsal anlam da hem inançsal hem kurumsal anlamda çalışmalarımızı kendi açımızdan yapmayı daha çok yeğliyoruz. Ama Türkiye’nin hiçbir yerinde şu partiye oy verin diye hiçbir canımıza asla ve asla etki yapmıyoruz. Alevilerin bu ülke de hak etmediği yerde olduğunu biliyoruz. Alevilerin arka bahçe olarak kullandığını biliyoruz. Alevileri oy deposu olarak görenleri de biliyoruz. Her şeye rağmen bu ülke de Aleviler demokrasiden, barıştan, cumhuriyetten, Atatürk’ün ilkelerinden yana olan partilere oy verirler” dedi.

  • BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27