Şerif Gürbaş

Tarih: 04.02.2017 13:02

REFERANDUM OYUMU AÇIKLIYORUM

Facebook Twitter Linked-in

İçeriğini henüz bilmediğimiz başkanlık sistemine ilişkin herkes birbirine akıl verirken, ben de EVET Mİ, yoksa HAYIR MI daha isabetli karar, kendimce bir tez geliştirdim.

Zira içeriğini bilemediğim bir konuda ancak kıyas yaparak sonuca gidebilirdim.

Herkesin malumu başkanlık sistemine destekleyen iki parti var. Biri AK Parti, diğeri MHP. MHP´ye burada ayrı bir parantez açıyorum. Zira MHP tabanının EVET-HAYIR noktasında ikiye bölündüğünü biliyoruz.

Siyasi söylemlerini ve dünya görüşlerini kendime yakın bulduğum AK Parti´nin desteklediği başkanlık sisteminin, Türkiye için doğru ve isabetli bir yönetim şekli olacağına inanmak istiyorum ve desteklemem gerektiğini düşünüyorum ve EVET diyorum. Ancak sonradan AK Parti´nin birçok kritik konuda yanlış kararlar vererek, ülkemizi zor durumda bıraktığı aklıma geliyor ve tereddüt edip HAYIR diyorum.

AK Parti´nin doğru diye ısrar edip hayata geçirdiği birçok kritik meselede karşı politika izleyen MHP´nin başkanlık sisteminde AK Parti´ye destek vermesi bana güven veriyor. Bu nedenle başkanlık sistemine bakış açım MHP ile değişikliğe uğruyor ve EVET diyorum. Ama sonradan Devlet Bahçeli´nin kendi parti tabanı ile yaşadığı siyasi krizi düşünüyorum, acaba koltuğu sağlama almak için mi böyle bir birlikteliğe EVET diyor diye düşünüyorum ve bir kez daha tereddüt edip HAYIR diyorum.

Sonra geliyorum ?HAYIR´CILARA,

Siyasi söylemlerinin birçoğunu benimsemediğim, dünya görüşümün tamamen zıt olduğu CHP´nin, başkanlık sistemine HAYIR demesi karşısında, vicdanım başkanlık sistemini kesinlikle desteklemem gerektiğini söylüyor ve EVET diyorum.

Siyasi varlığından rahatsızlık duyduğum, terör örgütünün siyasi uzantısı olan, Türkiye´ye zarardan başka hiçbir faydası olmayan HDP, şayet başkanlık sistemine HAYIR diyorsa, benim başkanlık sistemini kesinlikle desteklemem, yani EVET demem icap eder diye düşünüyorum ve EVET diyorum.

Geçmişte siyasi hareketinin içerisinde mücadele verdiğim Refah Partisi ve Fazilet Partisi´nin devamı niteliğindeki Saadet Partisi´nin, başkanlık sistemiyle ilgili söylemlerini önemsiyorum. Başkanlık sistemine karşı olmadığını, ancak bu haliyle başkanlık sistemini desteklemeyeceğini açıklayan Saadet Partisi´nin, daha önce birçok hassas konuda yanılmadığını varsayarak, bu konuda alacağı kararın da doğru ve isabetli olacağına inanarak, başkanlık sistemine HAYIR dememin daha doğru ve isabetli olacağını düşünüyorum ve HAYIR diyorum

Bir başka kriterim ise, yabancı ülkelerin ülkemizdeki yönetim değişikliğine bakışları. Özellikle ABD, İsrail ve Avrupalılar, başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyorlar. Tabi bu sorunun cevabını net olarak bilmek mümkün değil. Bu katiller sürüsü, Türk milletinin, batı ne derse tam aksini destekleyeciğini bildiklerinden, burada taktiksel bir bakış açısı sergileyebilirler.

Her ne kadar sosyal medyada ABD, İsrail ve Avrupa başkanlık sistemini desteklemiyor şeklinde iddialar ortaya atılsa da, iktidarın bu ülkelerle olan dostluklarını göz önüne bulundurduğumda, bunun asılsılz ve çapsız bir iddia olduğunu düşünüyorum.

Her aklı başında insanın malumudur ki; ABD, İsrail ve Avrupa ülkeleri, özellikle müslüman ülkelerin yönetim şeklinden ziyade, yönetenlerin kendilerine nasıl hizmet edeceğine bakıyorlar. Onların tek derdi sömürmek, yer altı ve yer üstü kaynaklarını hortumlamak.

Bugün Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, BAE gibi arap ülkeleri krallıkla yönetidiği halde ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinin, bu ülkelerin yönetim şekliyle hiç ilgilenmediklerini görüyoruz. Zira onlar için yegane amaç, kendi ülkelerinin mefaatlerine hizmet edlliyor olmasıdır.

Bu sebeledir ki, Türkiye´nin başkanlık sistemine geçmesi, ya da mevcut sistemle yola devam etmesi ABD, İsrail ve Avrupa´nın umurunda değildir.

Onların tek derdi siyonizmin hayal ettiği Arz-ı Mevud için hangi ülke, hangi lider, hangi iktidar İsrail´e kucak açıyor, kim petrol kuyularını kendilerine peşkeş çekiyor, kim ülkesinin imkânlarını kendileri için seferber ediyor, en iyisi o?

Bu sebepledir ki, refeandum süreci daha önceki yazımda ifade ettiğim üzere, siyasi partilerin propagandasına dönüşmüştür. Partililer sabah akşam sosyal medyadan harala gürele çalışmaktadırlar.(atışmaktadırlar)

Sözün özü, kim hangi partiyi ve lideri benimsiyorsa, onun aldığı karar doğrultusunda oyunu verecek ve sonuca etki edecektir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —