Gazze iki yıldır adeta bir yangın yeri… Binlerce masum, hunharca şehit edildi. Gözü dönmüş terör devleti İsrail’i kim, nasıl ve hangi yöntemle durduracak; hâlâ belirsiz. Biz Müslümanlar dua ve maddi yardımdan öteye gidemiyoruz.
İslam ülkelerinin liderleri ise kınamaktan başka bir şey yapmıyor. Ambargo bir yana, İsrail’le hâlâ ticaretini sürdürenler var. Hatta ülkelerinde yapılan bu zulmü protesto eden kendi vatandaşlarına bile baskı uygulayan yönetimler mevcut.
İslam dünyasının liderleri ve ümmet zulmü sessizce izlerken, dünyanın farklı ülkelerindeki farklı inançlardan insanlar bu vahşeti gündemden düşürmüyor, haykırıyor. Ümmetin yapamadığını Hristiyan âlemi yapıyor; bu, ümmet adına utanç verici bir tablodur.
Ülkemizde milli görüş hareketi bu meseleye en duyarlı camia olarak öne çıkıyor. İktidar ise sanki bir filmi izler gibi seyretmekle yetiniyor. İktidara oy veren muhafazakârlar ise hâlâ Erdoğan’ın bir hamle yapacağına inanıyor ya da inanmak istiyor. Oysa insan olan herkesin bu vahşete tepki göstermesi, ülke liderlerini harekete zorlaması gerekiyor.
Yıllardır süren İsrail terörü karşısında Gazze halkı büyük bir imtihan veriyor. Dünyanın dört bir yanından vicdan sahibi insanlar gemilerle yardım için harekete geçse de, korkum odur ki İsrail yine uluslararası kanunları hiçe sayarak bu gemilere saldıracak. Çünkü bugüne kadar zalimce işlerini sürdürmekten hiç geri durmadılar. İsrail’in hamisi Amerika’dan medet ummak ise ümmet adına başlı başına utançtır.
Oysa ortada apaçık bir gerçek var: Siyonistler ancak güçten anlar. Onlara karşı hakkı ve adaleti haykıracak, caydırıcı bir irade ortaya koyacak liderlere ihtiyaç var. Rabbim, kâinatın efendisi Hz. Muhammed’in doğduğu bu mübarek gece hürmetine ümmete basiret ve şuur; liderlere de hidayet, feraset ve cesaret ihsan etsin. Gazze yanarken susan dillerin, seyreden gözlerin ve pasif kalan ellerin vebali ağırdır.